Aldım haberini çıkmışsın yola,
Heyecanla beklemek düştü artık bana,
Gece geçmez, gündüz bitmez,
Geleceksin diye gözüme uyku girmedi.
Gelen nedir? söylenmedi ki bileyim.
Düşünmekle nasıl tahmin edeyim.
Gel artık seni bir göreyim.
Şu merakımı vuslata erdireyim.
Düşünmekle nasıl tahmin edeyim.
Gel artık seni bir göreyim.
Şu merakımı vuslata erdireyim.
Günler bitti, geceler geçti.
Sabaha erince kavuşacağımız gün, bu gün haberi geldi.
Gelişinin sevinci sardı, yüreği bütünce
Saatler eridi de dakikalar ilerlemek bilmedi.
Sabaha erince kavuşacağımız gün, bu gün haberi geldi.
Gelişinin sevinci sardı, yüreği bütünce
Saatler eridi de dakikalar ilerlemek bilmedi.
Beklemek, yine beklemek günüme düşüyor.
Geleceksin diye elim işten güçten kesiliyor.
Beklensem de gideceğim yerden
Bana seni beklemek düşüyor.
Geleceksin diye elim işten güçten kesiliyor.
Beklensem de gideceğim yerden
Bana seni beklemek düşüyor.
Hadi, nazlanma yeter!
Yaptığına naz değil de inat mı derler?
Sığamaz oldum koca eve
Giremez oldum balkondan içeriye
Yaptığına naz değil de inat mı derler?
Sığamaz oldum koca eve
Giremez oldum balkondan içeriye
Gün bitecek, takat düşecek
Beklenen misafir hala gelecek…
Beklenen misafir hala gelecek…
Nedir inadın? çatlatmak mı muradın?
Gözlerimi yollarına esir aldın.
Aklımı fikrimi kendine odakladın.
Hadi gel diye diye dilime sayıklattın.
Gözlerimi yollarına esir aldın.
Aklımı fikrimi kendine odakladın.
Hadi gel diye diye dilime sayıklattın.
Beklemek zor olsa da güzelliği günümü damgaladı.
Şükür, sonunda kapımın zili çaldı.
Kavuşmamız için kapı bile usulca aralandı.
Uzattım ellerimi gel diye!
Konuverdi nazikçe al beni dercesine.
Ta uzaklardan geldim; adın verildi il il dolaşıp seni buldum!
Yolum uzundu, ah nasılda yoruldum!
…
Yolum uzundu, ah nasılda yoruldum!
…
Hoş geldin, sefalar getirdin.
Mutluluktan ruhumu erittin.
Sarsam kollarım dinlendirir mi seni?
Gördüğümde nasılda sevindirip gülümsettin beni.
Mutluluktan ruhumu erittin.
Sarsam kollarım dinlendirir mi seni?
Gördüğümde nasılda sevindirip gülümsettin beni.
Gelişin, günümü en güzel gün eyledi.
Yüzümü güldürüp, yüreğimi sevindirdi.
Evimizin en güzel süsü sen!
Gönüllere en güzel türkü sen!
Ne de güzelmiş senin seyrine dalmak,
Bakışıp seninle, sende kendini bulmak,
Düştü aklıma “Püsküllüm” diye adını koymak.
Ne de sevimliymişsin sen böyle hele bir bak!
Ne güzel hayaline dalıp kendinden geçmek
Değerine mümkün değil paha biçmek.
Değerine mümkün değil paha biçmek.
Bu güzelliği yaşamama vesile olan KİM?
Hele dur! izin ver de Teşekkür edeyim…
Yazar: Geceler
297 kez okunmus
Etiketler: püsküllü
3 Yorum “Püsküllüm Benim.”
Yorum Yap,Fikrini Paylaş
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmış olmalısınız.
Haziran 13th, 2010 at 00:45
Mutlulugun siire yansidigi an..
Abla, su puskullu`nun nerden geldigini merak etmekteyim.:)
Yuregine saglik ola..
Haziran 13th, 2010 at 20:17
Püsküllüyü tatlandıra tatlandıra anlatmışsınız abla 🙂 Bir püsküllüye bu kadar güzel şiir yazılabilirdi.
Yüreğinize sağlık olsun.
Aralık 31st, 2010 at 23:30
🙂 Hay Allah ben unutmuşum bu yazıyı.
Şimdi karşıma çıkınca aklıma geliverdi.
Püsküllü, ona ancak bu kadar güzel bir isim verebilirdin.
Şiirde evin en güzel süsü derken, bu kadarını beklemiyordum. Ama baş köşede duruşundan belliydi, evin en güzel süsü olduğu. 😉